Terör saldırısında yaşamını yitiren havalimanı çalışanlarının fotoğraflarının bulunduğu dış hatlar gidiş terminalindeki anma alanına ziyarette bulunan Arslan, burada dua etti. Ahmet Arslan, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, terör saldırısının olduğu gece hem Başbakanlık kriz masasının yönetiminde yer aldıklarını hem de Başbakan Binali Yıldırım ile olay mahallinde bilgi aldıklarını, bazı incelemelerde bulunduklarını söyledi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da havalimanını ziyaret ettiğini anımsatan Arslan, "Özellikle havalimanında ilave güvenlik tedbirleri olarak neler alınabilir?' Hep bunlar konuşuldu. Malumunuz birkaç gündür tartışıldı ama bir gerçek vardır ki; teröristler havalimanının içerisine giremeyeceklerini anladıkları için silahla ateş etmiş, akabinde üzerindeki bombaları patlatarak, ne yazık ki 47 canımızın hayatını kaybetmesine sebep olmuşlardır." diye konuştu.
Arslan, havalimanında açılan stantta görev şehitlerinin anısına birer çiçek bırakarak, Fatiha okuduklarını ifade etti.
- "Malumunuz terörün dini, dili, ırkı yok"
Amaçlarının çalışma arkadaşlarına moral vermek, tekrar başsağlığı dilemek ve yerinde inceleme yapmak olduğunu dile getiren Arslan, şöyle devam etti:
"Malumunuz terörün dini, dili, ırkı yok. Bunu her zaman söylüyoruz. Terör ne yazık ki Amerika'da da Fransa'da da Belçika'da da terörlüğünü ortaya koyuyor. Amaç insanlarda kaygı oluşturmak, korku oluşturmak, insanların huzurunu kaçırmak. Biz bu konuda Türkiye olarak üzerimize düşeni her zaman yapıyoruz. Gerek Türkiye'de terör nereden gelirse gelsin, terörle mücadelemizi sonuna kadar devam ettiriyoruz. Gerekse uluslararası arenada her nerede bir terör olayı olursa o ülkelerle yapabileceğimiz bir iş birliği varsa, bunu ortaya koyuyoruz. Teröre karşı bütün ülkelerin iş birliği yapması gerektiğini de her platformda söylüyoruz. Ne tür terör olursa olsun, ister bölücü terör, ister DAEŞ, ister başka bir terör. Türkiye Cumhuriyeti 78 milyonuyla, güvenlik güçleriyle, silahlı kuvvetleriyle, emniyet teşkilatıyla, korucularıyla, sonuna kadar mücadelesini vermeye devam ediyor. Bu mücadelede vatandaşının ülkesinin yanında, güvenlik güçlerinin yanında olduğu bir kez daha bütün dünyaya ilan edilmiş oldu."
"Teröristler ve onları aracı olarak kullananlar da bilsinler ki Türkiye teröre pabuç bırakacak bir ülke değildir." diyen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan, Türk insanının teröre karşı devletiyle, silahlı kuvvetleriyle ve güvenlik güçleriyle omuz omuza, birlikte olduğunu bildirdi.
Arslan, bir gazetecinin "Atatürk Havalimanı'nda teknolojik olarak üst seviyede ürünler ve cihazlar kullanılacak mı?" şeklinde sorusuna, "Zaten havalimanlarında teknolojik olarak en üst seviyede güvenlik tedbirleri alınıyor veya teknolojiden en üst seviyede yararlanılıyor. Hal böyle olduğu için teröristler zaten havalimanının içine giremeden, hem silahla ateş, hem üzerindeki bombayı patlatma yolunu tercih ettiler." yanıtını verdi. Bütün havalimanlarında teknolojiden yararlandıklarını vurgulayan Arslan, şunları söyledi:
"Özellikle İçişleri Bakanlığımız ve Hükümetimiz bu olaydan sonra daha özenli, direkt silahlı özel kuvvetler bulundurarak, tedbirler almaya başladı. Bunu vatandaşımız da görüyor. Açıkçası havalimanlarında emniyet tedbiri, vatandaş konforu dengesini iyi gözetmek lazım. Dolayısıyla biz vatandaşın konforundan da taviz vermeden, vatandaşı da fazla rahatsız etmeden ama vatandaşın emniyet tedbirlerini üst seviyede almak istiyoruz. Memnuniyetle ifade etmeliyim ki artmış olan emniyet tedbirleri, aramalar, kontrollere rağmen vatandaşın bize şöyle bir desteği var. Diyor ki; 'evet bu kontroller olmalı, benim konforumu, benim rahatımı kaçıracak seviyede olsa da biliyorum ki bu benim için, benim ülkem için, benim insanım için yapılan kontroller' diyor. Bu konuda en ufak bir sıkıntı yok."
- "Cuma günü rekor seviye olan bin 424 uçak indi"
Ahmet Arslan, bugünkü Bakanlar Kurulunda da konunun gündeme getirildiğini anımsatarak, Başbakan Binali Yıldırım'ın da bu yönde açıklamalar yaptığını söyledi.
Atatürk Havalimanı'ndaki hava trafiğinden de bahseden Arslan, "Salıyı çarşambaya bağlayan gece olayın sıcaklığıyla gerekli tedbirler alıncaya kadar biz de bir süreliğine uçakların uçuşunu durdurmuştuk. Hemen sonrasında, malumunuz gece yarısı 02.20 gibi tekrar uçuşlara izin verildi. İlk gün, başlangıçta etkilenen trafik, zincirleme etkisiyle, birbirini etkilemiş olması hasebiyle, ilk gün biraz trafik etkilendi ama perşembe günü her zamanki seviyesine indi. Cuma günü rekor seviye olan bin 424 uçak indi. Atatürk Havalimanı'nın rekoruydu. Hakeza dün, bugün de yine bin 380'ler civarında uçak trafiğimiz var." bilgisini verdi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan, daha sonra havalimanındaki çalışanlarla bir süre görüştü.
Atatürk Havalimanı Taksiciler Kooperatifi'ni de ziyaret eden Arslan, 3 taksicinin terör saldırılarında vefat etmesi nedeniyle başsağlığı diledi.
Terörün dünyanın her yerinde olduğundan bahseden Arslan, "Biz ve diğer ülkelere düşen o ki, teröre karşı bütün ülkelerin el birliğiyle iş birliği yaparak mücadele etmesi lazım ki, bugün başkasına zarar veren terör yarın onlara, bize zarar vermesin. O yüzden bütün ülkelerden hassasiyet bekliyoruz." şeklinde konuştu. Arslan, Türkiye'nin büyümesini, gelişmesini ve dünyanın sayılı ekonomileri arasına girmesini istemeyen dış güçlerin bölgede terörü ve maşaları kullanarak Türkiye'ye zarar vermeye çalıştığını dile getirdi.
Bu konuda en iyi cevabı insanların verdiğini vurgulayan Arslan, Güneydoğu'daki insanların "Ben ülkemin yanındayım." dediğini ifade etti. Arslan, o gece birçok taksicinin, yaralanmasına rağmen, bir yandan da hizmetlerinin başında olduğunu anımsattı.
Görev şehidi taksicilere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı, geride kalan mesai arkadaşlarına da sabır dileyen Arslan, havalimanındaki olağanüstü tedbirleri artırdıklarını, teknolojik tedbirleri artırma konusunda da üzerlerine düşeni yapacaklarını vurguladı.
Konuşmalardan sonra şehitler için Fatiha okundu. Bakan Arslan taksicilerle hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra havalimanından ayrıldı.