'Türkiye'nin köprü konumunu güçlendirmeye çalışıyoruz'

`Türkiye`nin köprü konumunu güçlendirmeye çalışıyoruz`



Bakan Arslan, Ankara Şeker Fabrikası işçileriyle bir araya geldi. 

Avrupa ile Asya arasında köprü konumunda bulunan Türkiye'nin bunun hakkını vermesi gerektiğini dile getiren Arslan, kıtalar arasında köprü konumunu pekiştirmek amacıyla sınır ötesinde mücadele verildiğini söyledi.

Avrupa, Yakın Asya, Kafkaslar, Balkanlar, Orta Doğu'daki ticaret hacminden daha fazla pay almaya çalıştıkça bundan rahatsız olunduğunu ifade eden Arslan, "İstanbul'daki 3. Havalimanı yapılıp, 200 milyon yolcuya hizmet ettiğinde, bizim havalimanlarımız çalışmayacak. Kusura bakmayın da bugüne kadar sizinkiler çalıştılar, artık biz coğrafyamızın hakkını veriyoruz, bundan sonra bizimkiler çalışacak, biz, ticareten ondan daha fazla gelir elde edeceğiz. Biz, ekonomimizi, sanayimizi, ticaretimizi büyüteceğiz. Size zarar veriyor diye, sizin işlerinizi küçültüyor diye bundan vazgeçecek halimiz yok." diye konuştu.

Söz konusu projelerin yapılmaması halinde ülke insanının zararlı çıkacağına dikkati çeken Arslan, Türkiye'nin her şeye rağmen büyümeye devam etmesi üzerine terör örgütlerinin devreye sokulduğunu kaydetti.

Türkiye güçlendikçe ve büyüdükçe, dünyada sözü geçen ülke haline geldiğini dile getiren Arslan, şöyle konuştu:

"Liderimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın sözleri, bir o kadar dünyada etkili oluyor. Dünyanın gözü bu coğrafyanın üzerinde, dünya Türkiye'nin güçlenmesini istemiyor. En son ürettikleri, yıllardır içimizde bizden gibi gözüken FETÖ ile 17-25 Aralık'ta hükümet devirmeye kalktılar. 15 Temmuz'da ülkeyi yok edip, İstiklal savaşından önceki gibi aralarında peşkeş çekmeye çalıştılar. İnsanımız diline, dinine, mezhebine, siyasi görüşüne bakmadan meydanlara çıktı; tanka, topa, kuruşuna karşı göğsünü siper etti. Ve dünyaya bir ders daha verdi: 'Ey dünya, benim içimdeki hainleri, benim içimdeki maşaları benim üzerime saldırtma, benim başıma çorap örme, ben bu çorabı döner senin başına örerim."

Bakan Arslan, soruları yanıtladı

Bakan Arslan, Ankara Şeker Fabrikası işçileriyle bir araya gelmesinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

ABD'nin uçaklara alınacak elektronik eşyalara ilişkin kararı hatırlatılarak, Türk Hava Yolları (THY) tarafından da "ABD varışlı seferlerde geçerli olmak üzere cep telefonu veya akıllı telefondan daha büyük elektronik cihazların kabin içinde taşınmaması konusunda ilgili otoritelerce karar alındı" şeklinde açıklama yapılmasına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Arslan, söz konusu kararın aralarında İstanbul Atatürk Havalimanı'nın da bulunduğu 8 ülkede 10 havalimanı için alındığını söyledi.

Tıbbi cihazlar ve cep telefonu dışındaki elektronik malzemelerin bagajda taşınmasıyla ilgili kararın ilerleyen günlerde uygulanacağının açıklandığını ifade eden Arslan, şöyle konuştu:

"Bu, bizim ülkemiz açısından da ABD açısından da doğru bir şey değil. Kimse keyfi için oraya gitmiyor veya kimse keyfi için oradan buraya gelmiyor. İki ülkenin ticareti açısından farklı ilişkilerinin gelişmesi açısından da bu yolculuklar yapılıyor. Biz bu konuda dünden itibaren arkadaşlara gerekli talimatları verdik. Amerika Birleşik Devletleri'nin ilgili otoriteleriyle de görüşüyoruz. Her türlü tedbiri almak lazım ama insanların da 10-12 saatlik seyahat sürecinde yapması gereken çalışmayı yapabilmeleri adına bu tip cihazların yanında olmasının çok daha verimli ve sağlıklı olacağını düşünüyoruz. Arkadaşlar dünden beri muhataplarıyla çalışıyorlar bu konu üzerinde. Önümüzdeki günlerde bunu sonuçlandırmış olacağız."

Yılda 80 milyonun üzerinde uçuşun gerçekleştiği İstanbul Atatürk Havalimanı'nın başka ülkelerdeki havalimanlarıyla karıştırılmaması gerektiğini vurgulayan Arslan, "Biz, bu anlamda her türlü güvenliği, tedbiri alıyoruz. Dünden itibaren de arkadaşlar çalışmaya başladılar. Bu konuda olumlu sonuç alır, yolcularımızın konforlu yolculuk yapmalarını sağlarız." ifadelerini kullandı.

Söz konusu görüşmelerin yapılma amacının sorulması üzerine Arslan, "Bizim derdimiz uygulamanın nasıl olacağı değil. Uygulamanın yolcunun konforunu da sayısını da düşürebileceği, Bunun yolcuların faydasına olmadığını vurgulayıp, bundan geri adım atmalarını veya daha hafifletilmesi gerektiği konuşuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.